Spor yazarları Fenerbahçe – Lyon maçını değerlendirdi


MUSTAFA ÇULCU – SOSSA TUTARSIZDI
Mali durumları zirve yapmış sıkıntıları olan Lyon, Avrupa Ligi’nde en fazla geçiş hücumu yapan takımlardan biri. Top ile rakip ceza alanında buluşmada 2. sırada. Hem bireysel yetenekleri hem de hücum setleri iyi olan bir takım. Fenerbahçe önde baskı ile başladığı oyunda risksiz, kontrollü ve güvenli, zaman zaman istekli oyunla atarım üstüne yatarım olmazsa Mourinho’nun hedeflediği ve istediği bir puanı alırım dedi ve de aldı. Maximin ve Cengiz’e jübile yapılan bir maç oldu sanki.
Simone Sozza, 37 yaşında bu sezon İtalya Süper Kupa Final’indeki Inter-Milan maçını yönetti ancak çok da yetenekli diyemeyeceğimiz bir hakem. Maçın hemen başında Cherki topla çıkarken ayağından açınca boştaki sol ayağı ile Fred’in aşiline öyle bir bastı ki; sınırda kontrolsüz hareketi net sarı olmalıydı ama skandala bakın ki faulü Lyon lehine verdi. Aynı Cherki bir ayağa basmayı da Osayi’ye yaptı.

Hakem sarıyı geçtim faul bile vermedi.
Lyon’lu oyuncular zaman geçiriyorlar ama hakem oyunu okuyamadığı için önlem alamıyor. Kumbedi’nin topun üzerinden bacak dik durumda kayarak geliyor Szymanski’ye gaddarlık içeren bir faul yapıyor. Futbol anlayışımıza göre hız, şiddet, acımasızlık içerdiği için sahada net kırmızı kart ama hakem sarı kart gösterdi.

50 yaşındaki VAR hakemi Mazzoleni’nin devreye girmemesinin tek gerekçesi ayağın bir kısmı boşta görünüyor ”Limitli temas-border line” diye düşünmüş olabilir!
İlk yarı bitmek üzereyken bu kez Niakhate kayarak İrfan Can Kahveci’ye bir faul yaptı, hareket net sarı kart ama hakemin aklı ilk pozisyonda kaldığı için bu kez hatalı bir kararla direk kırmızı kart çıkardı. VAR devreye girdi OFR’de pozisyonu 20 saniye izledi sahaya döndü, doğru kararla kırmızı iptal sarı da kaldı. Abner’in Dzeko’ya yaptığı faule kart göstermedi. Amrabat kayarak geldi temas yok ama sarı gördü! Tüm bu kararlar verilen verilmeyen faullerden sonra gel de ”niyet” okuma! En- Nesyri sağ eline çarpan top önüne düştü vurdu gol oldu elle oynadığı için gol iptali doğru. İtalyanların umutlu oldukları hakem buysa…
EMRE BOL – UYUTARAK!
Bu oyuna, “kötü oyun mu” yoksa “balans oyunu mu” demek gerekir bilemedim. Mourinho’nun tamamen taktiksel ve oyun disiplinini bozmadan almak istediği 1 puan vardı.

Bunu ben değil bizzat kendisi söylüyor aslında… İlk 24 için sadece 2 puan almanın yeterli olduğunu bizzat kendisi dile getirdi.
Zaten sahadaki oyunda buna yönelikti. Top Fenerbahçe’deyken üçlü savunma, top rakibe geçtiğinde beşli bekledi, sarı- lacivertliler… Orta alanda Amrabat baskıya gidip, Fred serbest oynayınca anlaşamıyorlar dediğimiz ikili oldukça uyumlu göründü. Demek ki Fred’in geçen sezon olduğu gibi serbest bırakılması gerekiyor.
Maç başından sonuna Mou’nun istediği gibi oynandı. Karşılaşmayla ilgili en dikkat çekici şey Szymanki- Yusuf Akçiçek kanadı oldu. Genç Yusuf son derece iyi mücadele etti. Szymanski ise karşılaşmanın yıldızıydı.

Sol kanatta şimdiye kadar birçok isim denedi, Mourinho… Ancak neredeyse hiç biri Szymanski etkisi veremedi. Bundan sonra Fenerbahçe’nin sol kanat rotasyonunda onun da ismi olacak. Hatta o bölgeye transfer yapılmazsa her türlü Maximin’den daha iyidir.
Mourinho’nun özellikle Avrupa Ligi maçlarında taktiksel olarak ne kadar önemli işler yaptığını bir kez daha gördük.

Savunmada bunca eksik varken, rakibini adeta uyutarak istediği 1 puanı hanesine yazdırdı. Son maçta alınacak 1 puan ilk 24 hedefine götürecek gibi görünüyor. Ama eksi olan averaj büyük sıkıntı… Zira ilk 24 için iş averaja kalabilir.

GÜRCAN BİLGİÇ – BIÇAK SIRTI!
Bir gün önce Mourinho eksik oyunculardan on bir kişilik bir takım saydı. Sadece sakatlıklar değil, UEFA’ya bildirilen listenin de eksikleri vardı onların arasında. Nerden bakarsanız yanlış planlamanın eseri olan, genç Yusuf’u Lyon gibi sert maçta üçlü defansın önemlisi yapan maç geldi karşımıza. Szymanski ile Osayi kanatlardan sorumlu.
Yani; ikinci yarı Fransızların Fenerbahçe’yi mahkum ettiği “beşlinin” parçası da oldular.

İlk yarıdaki “hükmün”, ikinci 45’e taşınmaması, Mourinho takımının bu seneki klasik yetersizliği aslında. Rakip baskı yaptı, pasla çıkamadılar, uzun oynadılar, onlar da kapıp topu tekrar geldiler üstlerine. Skorun beraberlikte kalması aslında iki takımın da istediği gibi. Bir kazaya uğramadan son maçta işi çözmek cepte kalsın modeli.

Lyon’un planlarını İtalyan VAR hakemleri bozabilirdi. 31’de Kumbedi’nin sarı kartı için incelemeye bile gitmeyenler, 45’te Niakhate’ye çıkan kırmızı için hakemi çağırdılar. Roma’da İtalyan hakemlerden şikayetçi olan Mourinho’nun kabusu Kadıköy’de de peşini bırakmamıştı anlaşılan.

Hamle şayısı da kısıtlıydı, Maximen ile bir nefes vermek istedi takıma. O kadar baskı yediler ki, ön taraf etkisiz eleman haline gelmişti. Sonrasında Dzeko ile birlikte Lyon’u yine geriye itip, maçı “gol arayışları” kısmına taşıdılar.
İlk yarının müthiş tribünleri de takım gibi ikinci 45’te sessizdi. Onlar da umudun peşine heyecan taşıyarak kıpırdandılar.

Defansif dikkat ve İrfan Can Eğribayat’ın kurtarışları Fenerbahçe’yi iddianın içinde tuttu. Mevcut şartlara, Lyon’un gücüne baktığımızda bir puan “iyidir” kısmında kaldık. Fred’in ayakta tuttuğu orta saha ile direndiler.

Mourinho’nun kırmızı kart üstüne konuşmasını bekleyeceğiz. Takım neden önde baskıyı doğru yapamıyor, neden her rakip baskı yaptığında topu çıkaramıyor kısmı gümbürtüye gidecektir. Yine de kaybedilmemesi gereken süreçti. Heyecan yapmadan akıllı kaldılar.
Kaynak: Fotomac