Spor yazarları Slavia Prag – Fenerbahçe maçını değerlendirdi
GÜRCAN BİLGİÇ – NEFES ALDILAR
Bu kadar iyi mücadele edip, maça asılmalarına rağmen; bu kadar çok bireysel hatanın aynı maça rast gelmesi inanılmaz. Takım olarak hep dayanışma içinde olmalarına, temastan kaçmamalarına, sertliğe sertlik ile karşılık vermelerine rağmen; o an geldiğinde hep “yanlış” seçimler yaptılar.
Maximen topu sürüklüyor, tüm Slavia arkasından koşuyor, son kararda top rakibe gidiyor. Maç boyunca Samet’i eleştirdi Fenerbahçeliler. Halbuki defansın tek ayakta kalan adamı. Djiku her pozisyonda bir saniye geride kaldı.
Osayi’nin tek bindirmesini görmedik, Mert Müldür de bölgesinde kaldı.
Fred takımı baskıdan çıkarmaya çalıştı, çok da yardım aldı.
İsmail’in temposu müthiş ama oyuna katkısı neredeyse yok. Symanski de biraz kıpırdanma fark ediliyor.
Dzeko’nun golünde asist O’na yazıldı.
Halbuki pası hem zamanında vermedi, hem de topu attığı bölgede Dzeko etkisiz hale geldi. Ama o kadar çok koştu ki, merkezdeki her yangında suyu taşıyandı. Slavia kendi sahasında oynamanın hakkını verdi.
İlk 45’te büyük üstünlük kurup, peş peşe pozisyonlar yakaladılar. Ama ikinci yarıda hızları kesildi, kontrol Fenerbahçe’ye geçti. Karşılığında pozisyonlar bekledik, gol Slavia’nın nefesinin kesileceği dakikada geldi.
Sonrasında İrfan Can – En Nesry değişikliği geldi. Taze kanlar, takıma güven de getirdi. Tadic’in nefis pasında üstünlük golünü buldular. Avrupa Ligi için kırılma anı yaşandı o anda.
İddianın ve moralin sürmesi için bu maçın kazanılması çok önemliydi. Eksiklerine, sakatlarına rağmen, ustalarıyla kazandı Fenerbahçe. Süper lig’de değiştirdiği oyun karakterini “kazanan” olarak sürdürüyor. Nefesine nefes ekliyor.
EMRE BOL – İHTİYAR DELİKANLI
Transfere bu kadar para harcayıp Prag deplasmanına 15 oyuncuyla gitmek aslında akıl alır gibi değil! Eksik oyuncularla alınan galibiyet ise pozisyon oyununun farkı aslında… Slavia Prag gibi gerçekten çok koşan, mücadele eden, fizik gücü yüksek bir takım karşısında durum oyununu çok iyi oynayan Fenerbahçe kalite farkıyla kazanmayı bildi.
Ahh ihtiyar delikanlı Dzeko ah! Gücüyle, kuvvetiyle değil mecburen artık aklıyla oynuyor. Fenerbahçe santrforu olmak için yeterli mi acaba dediğimiz her maçta bizleri şaşırtmayı başarıyor. Keşke yollar daha erken kesişseydi.
Rakibe ilk kez bu kadar fazla pozisyon verdiğimiz bir karşılaşma oynadık. Slavia Prag’ı istatistik olarak geçtiğimiz noktalara baktığımızda sıkıntılı bir karşılaşma olduğunu görüyoruz. Ama Mourinho böyle bir teknik direktör işte! Kötü oynadığını düşündüğün karşılaşmada bile 3 puanı alıp dönebiliyor.
Bekleyerek, geçiş oyununu çok iyi sahaya yansıttı sarı- lacivertliler… Bunu önce Maximin’le denedik, rakip ceza sahasına az girmemize karşın golcülerinizle kazandık. Bazen iyi savunma yaparak, kapanarak maç kazanılabilir.
Sadece iyi oyun kazandırmaz. İşte Mourinho’dan beklediğimiz performans tam olarak bu. Eksiklerin çok fazla olduğu bir dönemde Fenerbahçe’ye “teknik adam” dokunuşu gerekiyordu. İyi mücadele eden Fenerbahçe takımı, kalitesiyle işi bitirdi.
Kaynak: Fotomac